Edirne Tarihi Hakkında

Edirne Tarihi Hakkında

Edirne Tarihi Hakkında
Bu bölümde; en eski çağlardan günümüze değin zengin geçmişiyle göz dolduran, bu yönüyle de dünyanın sayılı kentlerinden olan Edirne’nin Tarihi anlatılmaktadır.
Tarih öncesi ve İlkçağ’da Edirne
Edirne’nin insandan önceki, yani Paleontolojik dönemine ilişkin genç ve yaşlı hortumlara ait buluntular Edirne Müzesi’nin en ilginç köşelerindendir. Günümüzden 5–6 bin yıl öncesine giden Neolitik dönem sonrası Madenler Çağı başlangıcına tarihlendireceğimiz, yazıdan önceki; yani, tarih öncesi (Prehistorya) dönemine ışık tutan ilk kültür buluntularına ise, Edirne’nin 10 km. uzağındaki Avarız Köyü yolu ile Tunca arasında (Çardakaltı mevkiinde) rastlanmıştır.
Buradaki buluntular bu alanın bir çeşit köy diye niteleyebileceğimiz yerleşim noktası olduğuna işaret eder niteliktedir. Edirne çevresinde
M.Ö. 5300 yıllarına dayandırılan bir başka Neolitik Çağ yerleşim yeri de
güneyde Enez’de Hocaçeşme mevkiidir.
Kuzeyde Lalapaşa’da ise Edirne çevresini Son Tunç Çağı ile ilk Demir
Çağı başlarına ve yaklaşık M.Ö. 1400 – 900 yıllarına götüren kalıntılar, yani
Megalitik Anıtlar adı verilen ve yörede Dolmen veya Kapaklıkaya ve Menhir (Dikilitaş) denilen büyük mezarlar bulunur. Edirne sınırları içinde
Tümülüs görülebilir. (Tümülüs; bir mezar odasını örten toprak yığınıdır.)
İlk Çağ’da Edirne’nin bugünkü yerinde ise bir Trak Köyü’nün bulunduğu
ve adının Orestia (veya Orestias) olduğu kabul edilmektedir. Orestia’yı kuranların Traklar’ın en büyük kolu Odrisler olduğu bilinir.

ESKİ DÖNEM EDİRNE

M.Ö. 1400 – 1200 yılları arasında bu bölgede Akhalar yaşamıştır.
M.Ö. V. yüzyıl ortalarına kadar Perslerin hakimiyetinde kalmıştır.
M.Ö. IV. Yüzyılda Makedonya Kralı II.Filip tarafından Makedonya’ya
katılmıştır. Orestia M.Ö. 280’de Galatlar, M.Ö. 168’de de Romalılar’ın nüfuzu altına girmiştir.
Romalılar Dönemi
Romalılar Orestia’yı Hadrianopolis yaptılar. Trakya günümüzden 2170 yıl önce Romalılar’ın nüfuzu altına girince, Roma Orduları buraları istila etmeye başladılar. Trakya üzerindeki hakimiyetlerini, buralarda bazı krallıklar veya prenslikler kurarak, hatta varolanları koruyarak sürdürüyorlardı. Örneğin o dönemlerde Doğu Trakya Krallığı adıyla varolan ve merkezinin Vize olduğu bilinen Krallığı güdümleri altına alarak; bu Krallığı, Doğu Trakya’nın işbirlikçi bekçileri haline getirmişlerdi.
Ancak yerli halk, Roma’nın sadık bendesi haline gelen Krallarına karşı
ayaklandı.

Bu tür isyanlar, İmparator Cladius zamanında (M.S. 44–46) bastırıldı, Trakya bütünüyle Roma’ya katıldı ve Roma İmparatorluğu’nun bir eyaleti oldu. Romalılar buralarda yeni ve kendilerine uygun düşen idari düzenlemeler yaptılar. Trakya’da yeni şehirler kurmaya başladılar veya varolan eski kasabaları Şehir Hukuku altına alıp kendi kültürlerini iyice yerleştirdiler.

Sosyal Medyada Paylaşın
Share on Facebook
Facebook
Pin on Pinterest
Pinterest
Tweet about this on Twitter
Twitter
Yorumunuzu bırakın
Yorum Yap
İsim
E-Posta